St.Paul Yolu 3.Etap – Adada’dan Yukarı Gökdere’ye

Serpil Köyü Artık hepimizin hayatında bir şekilde yer edinmiş olan corona virüs ve pandemi süreci maalesef bizi de bir şekilde eve kapattı ve birçok faaliyete engel oldu. Hayatımızdan ve özellikle bizim gibi insanlarda tam iki baharı çaldı mesela. Ne çok faaliyet yapardık oysaki o iki baharda… İşten güçten elimizi çektiğimiz uzun bir bayram tatili, en... Continue Reading →

Yürümeye Övgü

Kitap şöyle başlıyor: "Yürüyüş dünyaya açılmadır. İnsanı, mutlu yaşam duyguları içinde yeniden oluşturur." Ve sayfalar boyunca yürümeyi tanımlıyor sonra; kitabın sonuna dek! Bir gün bu tanımlardan bir tanesi çarptı yüzüme tokat gibi. David Le Breton'un Yürümeye Övgü kitabını okuyordum, St.Paul Yolu'nda, birinci günün kampında Uçansu Şelalesi'nin hemen altındaki çadırımda. ''Yürümek, ruh yetmezliği yaşamaktır, daha doğrusu... Continue Reading →

Yenişehir Triatlonu 2019

Geçtiğimiz hafta sonu koşulan Yenişehir Triatlonu için Mersin’e gidiyor olmanın verdiği gazla –yalan değil, yeme içme ve gezme için inanılmaz çekici bir yer- kayıtların açıldığı ilk gün yerimizi aldık. Belediyenin kıyağı ile yarış ücretine (150-TL) beş yıldız konaklama da dahil olunca tadından yenmez hale geldi. Günümüzde yarış ücretlerinin çok ciddi artış göstermesiyle birlikte bu tarz... Continue Reading →

St.Paul Yolu 2.Etap – Adada’dan Aspendos’a

Yağmur! Evet bu yazının ve haliyle gezinin özeti bu; yağmur... Haziran'ın ortasında altı gün boyunca ıslandık 🙂 Suç biraz da bende aslında. "Likya Yolu'nu mu yürüsek?" sorusuna, "Yogh be olm, mis gibi sulak St.Paul varken ne işimiz var orada?" demiştim. Sözümün hala arkasındayım, yalnız fazla sulak geçti yol, o ayrı... 🙂 Onur'la, fazla detaya kapılmadan... Continue Reading →

Frigya’dan Karia’ya (4) – Kayıp Hazine: Afrodisyas Antik Kenti

Gezimizin Karia ayağı Afrodisyas Antik Kenti'ydi. Hikayesi hep sıcak ve ilginç gelmiştir bu kentin. Öyle merakla gittim ki oraya, anlatamam... Karahayıt'tan Afrodisyas'a iki alternatif yol görünüyor. Daha önce gidenlerin de tavsiyesine uyarak E87 karayolunu seçtik ve 80 dakika gibi kısa bir sürede ulaştık Geyre Köyü'ne, oradan da Afrodisyas Antik Kenti'ne. Sezonda araçları içerideki otoparka almadıkları... Continue Reading →

Frigya’dan Karia’ya (3) – Frigya’nın Ortasında Bir Antik Metropol: Hierapolis Antik Kenti

Çocukluğumda ailemle yaptığım geziler sırasında beni en çok etkileyen yerlerin başında gelir kuşkusuz Hierapolis. İlk gidişimde yol boyu uzanan lahitler ölesiye bir merak uyandırmıştı bende. Kim bilir ne hayaller kurmuştum onları izlerken. Çocuktum ama içimdeki heyecanı hissedebiliyordum. Ve yıllar sonra aynı heyecanla Hierapolis'deyim. Kentin kuruluşu hakkında bilgilerin kısıtlı olmasına karşın; Pergamon Krallığı zamanında II. Eumenes tarafından MÖ 2. yüzyıl... Continue Reading →

Frigya’dan Karia’ya (2) – Kırmızı Suyun Şifası: Karahayıt

Frigya’dan Karia’ya (1) – İlk Durak: Laodikya Antik Kenti Laodikya'da sırılsıklam ıslanmış olsak da her taşın altına bakmış olmanın verdiği tatminle yakın mesafedeki Karahayıt'a doğru yola çıktık. Laodikya'ya 20 km. Hierapolis'e 7 km. mesafedeki bu küçük yerleşim çocukluğumdan beri kış tatillerimizi geçirmek için sık sık gittiğimiz bir yerdi. Çoğunlukla aileler tarafından işletilen, içlerinde havuzdan küçük,... Continue Reading →

Frigya’dan Karia’ya (1) – İlk Durak: Laodikya Antik Kenti

Hayatın yoğun temposuna kaptırmış gidiyorken ben, Buket bastı panik butonuna. Belli ortalamalara gelmiş hayatlarımız bize hedeflediğimiz iç huzuru ve mutluluğu vermiyordu. Çoğunlukla maddi kaygı içermeyen bu çözüm arayışları içerisinde, çok sevdiğimiz ülkemizden göçmek de dahil birkaç yol vardı. Sonunda, farklı bakışla, yeni bir vizyonla ve algıyla yola kaldığımız yerden devam etme ve konfor alanımızdan biraz... Continue Reading →

Alakır Nehri Kardeşliği

Bir anda karar verdim Alakır'a gitmeye. Cumartesi günü antrenman sonrası dostlarla kahvaltı yaparken laf arasında konusu açıldı sonra. Duyan herkes öyle heyecanlandı ki büyük bir geziye dönüştü bizim iki üç kişi gideceğimiz Alakır Vadisi. Yağmur yağar mı, fırtına çıkar mı diye düşünürken ben, tam on beş kişi olduk yola koyulan. Puslu, sisli ve yağışlı hava... Continue Reading →

Antalya’nın Kuzeybatısında Günübirlik Bir Gezi

Evdirhan - Güver Uçurumu - Termessos Antik Kenti - Karain Mağarası - Kırkgöz Gölü - Kırkgözhan - Ariassos Antik Kenti Antalya'nın kuzeybatısında bulunan Döşemealtı ve çevresi mütevazı görünümünün ve sadeliğinin ardında çok özel coğrafi yerlere ve tarihi mekanlara ev sahipliği yapıyor. En uzak noktası Antalya merkeze 45 km olan, içinde bir kanyon, iki tarihi kent,... Continue Reading →

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑